Bu kitabı kışın en soğuk olduğu günlerde okudum. Kitabı okudukça daha da üşüdüm. Bu insanın içini üşüten bir hikaye, orası kesin.

Kitap, zamanında 3 ayrı kitap olarak basılmış 3 bölümden oluşuyor. YKY bu kitapları tek metinde birleştirerek akıllılık etmiş. Ben bu kitapları ayrı zamanlarda okusam kafam karışabililirdi.

İlk kitap, savaş zamanı sekiz yaşlarındaki ikiz kardeşlerin açlık ve kötü şartlardan kurtulmak için anneleri tarafından köydeki anneannelerinin yanına bırakılmalarıyla başlıyor. Anneanne çocuk masallarındaki cadıdan çok farklı değil. Çocuklar burada istismar, açlık gibi insanın içini acıtan türlü kötü muameleye maruz kalıyorlar. Başlarına gelen her şeye karşı onları koruyan şey, iki kişi olmaları. İkizler birbirlerine bağlı iki kişilik bir ordu gibi hayatta başlarına ne gelirse gelsin yıkılmadan durabilmek için yaptıkları açlık, uykusuzluk, hakarete dayabilme egzersizleri insanın içini acıtıyor. Çocukları alıp, bağrınıza basmak istiyorsunuz ama yapamazsınız; ne yaptıklarını çok iyi bilen ve fazlasıyla mesafeli bir halleri var. Her şeyi kendi başlarına öğrenecekler; sevmek hariç. Hayat boyu nasıl seveceklerini bilmemenin acısını yaşayacaklar. Birinci kitapta ayrıldıklarında insan onlarla birlikte boşluğa düşüyor. Şimdi ne olacak?

İkinci kitap kalanın hikayesi. Ama bir yandan da okuyucunun aklını karıştırıyor. Genç bir adamın zorlu hayatını anlatırken, bizim bir göz olma hissinden fazlasını istememize izin vermiyor. Yine trajediyle devam eden bir gençlik izliyoruz. Trajedi kalan ikizin hayatından çevredeki komşulara, eşe, dosta doğru yayılıyor. Savaşın acımasızlığını izlemeye devam ediyoruz.

Üçüncü kitap ise tam her şey açıklanıyor derken bizi ters köşeye atıyor. Bu kitap, gidenin hikayesi. Gidenin neden dönmediğini, kalanın bekleyişiyle birleştiriyorsunuz. Aslında ne oldu, diye kitabı okumayı bırakıp uzaklara bakıyorsunuz. Gerçekle hayal, bize anlatılanla aslında olan birbirine karışıyor.

Hiç şüphe yok ki etkileyici bir metin. Sert ama. İnsanı birkaç kez duvardan duvara savuruyor. Okumaya başlamadan önce zırhınızı takmayı unutmayın.